Dilin İşlevleri
1. Şiirsel (Edebî) İşlev:
Duygu ve düşüncenin, şiirsel ve edebî bir dille yazıya aktarılmasıdır. Sadece şiirde değil, mensur metinlerde de dil, bu işleviyle kullanılabilir.
Örnek:
Derinden derine ırmaklar ağlar,
Uzaktan uzağa çoban çeşmesi.
Ey suyun sesinden anlayan bağlar,
Ne söyler şu dağa çoban çeşmesi.
Faruk Nafiz ÇAMLIBEL
Yukarıdaki metinde dil, şiirsel işlevinde kullanılmıştır.
2. Alıcıyı Harekete Geçirme İşlevi:
İletiden sonra alıcının eyleme geçeceği türde cümlelerde kullanılır:
Örnek:
Haydi, ellerimizi, bileklerimizi kırmadan 360 derece döndürelim.
Ayberk sus artık.
Burak yerine otur.
Umut ön sıraya gel.
Safa tek ayak üstünde bekle.
3. Heyecan Bildirme İşlevi:
Duygu ve coşku bildirir, genelde ünlem cümlelerinde kullanılır:
Örnek:
Vay canına o da ne!
Kahretsin, ders notlarımı evde unutmuşum, hazırlamak için o kadar da uğraşmıştım…
Eyvah telefonum yok!
4. Kanalı Kontrol İşlevi:
Dil, iletişim kanallarını denetlemek için kullanılır. Genelde soru cümlelerinde dil bu işleviyle kullanılmıştır:
Örnek:
Safa ben en son ne anlattım?
Ayberk ödevini yaptın mı?
5. Göndergesel İşlev:
Alıcıya mesaj gönderme, bilgi verme amacı olan öğretici metinlerde dil, bu işlevle kullanılır.
Örnek:
Atatürk: “Türk demek dil demektir. Milliyetin çok bariz vasıflarından birisi dildir. Türk milletindenim diyen insanlar her şeyden evvel ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır.” diyerek, dilin önemini vurgulamıştır.
Su, 0 derecede donarken, 100 derecede kaynar.
6. Dil ötesi İşlev:
Dil bilgisi içerikli tanım cümlelerinde (Türkçeyle ilgili tanım cümlelerinde) kullanılır:
Örnek:
Nesne, eylemin yaptığından etkilenir.
Zamir, isimlerin yerini tutan sözcüklere denir.
Özel isimler büyük harfle başlar.
Noktadan sonra büyük harfle başlanır.
Aşağıdaki cümlelerde dil, hangi işlevinde kullanılmıştır?
Şimdi şuraya düşüp bayılıvereceğim…
(Heyecan bildirme)
Aç kapıyı, ben geldim.
(Alıcıyı harekete geçirme)
Gülsüm’üm sen misin?
(Kanalı kontrol)
Özel isimlerin ilk harfi büyük yazılmalıdır.
(Dil ötesi)
Hegel’in felsefesinin çıkış noktası tarihtir.
(Göndergesel)
Kübra ESENEL
Türk Dili ve Edb. Öğretmeni
19 Eylül 2009 Cumartesi
İletişim-İletişimin Ögeleri
9. Sınıflar Dil ve Anlatım Dersi Çalışma Kağıdı
İletişim Nedir?
Duygu, düşünce ve bilgilerin; akla gelebilecek her türlü yol ve araçla (dil, fotoğraf, yazı, resim, işaret vb.) başkalarına aktarılmasıdır.
İnsanlar ilk çağlardan beri, yaşadıkları dönemin özelliklerini kendilerinden sonraki nesle aktarabilmek veya kendi dönemlerindeki insanlarla iletişim kurabilmek için mağara duvarlarına resim ve işaretler yapmışlardır.
İletişimin Ögeleri
İletişimin gerçekleşmesi için öncelikle bir gönderici (kaynak) ve bir alıcı gerekir. Bu ögeler, iletişimin temel ögeleridir.
Bu iki öge arasındaki bilgi, duygu, düşünceye ileti (mesaj),
İletinin gönderilme şekline (sözlü, yazılı, işaretlerle…) kanal (araç),
Alıcının, iletiyi algıladıktan sonra göndericiye geri dönmesine geri bildirim (dönüt),
Bütün bunların gerçekleştiği yere de ortam (bağlam) denir.
Örnek:
Bir iddia bayiinin tabelasında şu yazmaktadır: "Hadi gari, oynecesen oyneve gari" (Haydi artık, oynayacaksan oyna artık)
Gönderici: Tabeladaki ilan
Alıcı: İddia oynayacak kişiler
İleti: Hadi gari, oynecesen oyneve gari…
Kanal: Yazılı
Bağlam: Ganyan Bayi
Dönüt: İnsanların iddia oynaması.
İnsanlar alıcıya iletiyi göstergeler yardımıyla iletir. İletişimde nesneler değil, onları ifade eden göstergeler kullanılır.
Gösterge: Kendi dışında başka bir şeyin yerini tutabilen her çeşit nesne, biçim, olgu ve görüştür.
Üç çeşit gösterge vardır:
Doğal Göstergeler: İnsan katkısı olmaksızın, kendiliğinden oluşan göstergelerdir.
Örnek: Havanın kararması, akşam olduğunun göstergesidir. Yaprakların dökülmesi, sonbaharın geldiğinin göstergesidir.
Sosyal Göstergeler: İnsan katkısıyla oluşan göstergelerdir.
Örnek: Yuvarlak içinde üstü çizili P harfi, oraya park edilemeyeceğinin göstergesidir. Bunun anlamını insanlar belirlemiştir.
Dil Göstergesi: Dil ile ifade edilen göstergelerdir.
Örnek: Kitap sözcüğü bir dil göstergesidir. Kitap sözcüğünü duyan herkesin zihninde kendine göre bir kitap resmi oluşur.
*İletişimde en yaygın gösterge, “dil göstergesi”dir.
İnsan, İletişim ve Dil
Her insan, sosyal bir organizmadır ve çevresiyle etkileşim halindedir. Doğuştan gelen konuşma yeteneği, insan için su kadar hayati öneme sahiptir.
Konuşmanın olmadığı, insanların birbirlerini dinlemediği ya da dinlemeye tahammül edemediği ortamlarda toplumsal kargaşalar görülür.
Etkili iletişimde, “ileti”nin anlaşılır olması ve konuşulan dile hakim olunması temel koşuldur.
DİL NEDİR?
İnsanlar arasında anlaşmayı sağlayan doğal bir araç,
Kendisine özgü yasaları olan ve ancak bu yasalar çerçevesinde gelişen canlı bir varlık,
Temeli bilinmeyen zamanlarda atılmış bir gizli anlaşmalar sistemi,
Seslerden örülmüş sosyal bir kurumdur.
DİLİN MİLLET HAYATINDAKİ YERİ VE ÖNEMİ
Dil birliği, milleti oluşturan özelliklerin başında gelir.
Bir milletin dili; onun tarihi, dini ve kültürüyle iç içedir.
Dil; milletin manevî ve kültür değerlerini, millet olabilme özelliklerini bünyesinde sımsıkı muhafaza eder.
Dil, milletin birlik ve bütünlüğünü sağlayan en güçlü bağdır.
İletişim Çeşitleri
İletişim, sözlü, sözsüz ve yazılı olmak üzere üçe ayrılır:
Sözlü İletişim:Dil ile yapılan iletişimdir. Karşılıklı konuşmalar, dille yapılan iletişimdir.
Yazılı İletişim: Kökeni mağara resimleridir. Bilgi ve deneyimleri biriktirme ve sonraki kuşaklara aktarma bakımından oldukça yararlıdır.
Sözsüz İletişim:Sözsüz iletişimde, insanlar, aynı ortamda beden dili (jest ve mimik) kullanımı gibi görsel ipuçlarıyla birbirlerine mesaj yollayarak iletişim kurarlar.
Not: En gelişmiş ve etkili iletişim aracı “dil”dir.
Kübra ESENEL
Türk Dili ve Edb. Öğretmeni
İletişim Nedir?
Duygu, düşünce ve bilgilerin; akla gelebilecek her türlü yol ve araçla (dil, fotoğraf, yazı, resim, işaret vb.) başkalarına aktarılmasıdır.
İnsanlar ilk çağlardan beri, yaşadıkları dönemin özelliklerini kendilerinden sonraki nesle aktarabilmek veya kendi dönemlerindeki insanlarla iletişim kurabilmek için mağara duvarlarına resim ve işaretler yapmışlardır.
İletişimin Ögeleri
İletişimin gerçekleşmesi için öncelikle bir gönderici (kaynak) ve bir alıcı gerekir. Bu ögeler, iletişimin temel ögeleridir.
Bu iki öge arasındaki bilgi, duygu, düşünceye ileti (mesaj),
İletinin gönderilme şekline (sözlü, yazılı, işaretlerle…) kanal (araç),
Alıcının, iletiyi algıladıktan sonra göndericiye geri dönmesine geri bildirim (dönüt),
Bütün bunların gerçekleştiği yere de ortam (bağlam) denir.
Örnek:
Bir iddia bayiinin tabelasında şu yazmaktadır: "Hadi gari, oynecesen oyneve gari" (Haydi artık, oynayacaksan oyna artık)
Gönderici: Tabeladaki ilan
Alıcı: İddia oynayacak kişiler
İleti: Hadi gari, oynecesen oyneve gari…
Kanal: Yazılı
Bağlam: Ganyan Bayi
Dönüt: İnsanların iddia oynaması.
İnsanlar alıcıya iletiyi göstergeler yardımıyla iletir. İletişimde nesneler değil, onları ifade eden göstergeler kullanılır.
Gösterge: Kendi dışında başka bir şeyin yerini tutabilen her çeşit nesne, biçim, olgu ve görüştür.
Üç çeşit gösterge vardır:
Doğal Göstergeler: İnsan katkısı olmaksızın, kendiliğinden oluşan göstergelerdir.
Örnek: Havanın kararması, akşam olduğunun göstergesidir. Yaprakların dökülmesi, sonbaharın geldiğinin göstergesidir.
Sosyal Göstergeler: İnsan katkısıyla oluşan göstergelerdir.
Örnek: Yuvarlak içinde üstü çizili P harfi, oraya park edilemeyeceğinin göstergesidir. Bunun anlamını insanlar belirlemiştir.
Dil Göstergesi: Dil ile ifade edilen göstergelerdir.
Örnek: Kitap sözcüğü bir dil göstergesidir. Kitap sözcüğünü duyan herkesin zihninde kendine göre bir kitap resmi oluşur.
*İletişimde en yaygın gösterge, “dil göstergesi”dir.
İnsan, İletişim ve Dil
Her insan, sosyal bir organizmadır ve çevresiyle etkileşim halindedir. Doğuştan gelen konuşma yeteneği, insan için su kadar hayati öneme sahiptir.
Konuşmanın olmadığı, insanların birbirlerini dinlemediği ya da dinlemeye tahammül edemediği ortamlarda toplumsal kargaşalar görülür.
Etkili iletişimde, “ileti”nin anlaşılır olması ve konuşulan dile hakim olunması temel koşuldur.
DİL NEDİR?
İnsanlar arasında anlaşmayı sağlayan doğal bir araç,
Kendisine özgü yasaları olan ve ancak bu yasalar çerçevesinde gelişen canlı bir varlık,
Temeli bilinmeyen zamanlarda atılmış bir gizli anlaşmalar sistemi,
Seslerden örülmüş sosyal bir kurumdur.
DİLİN MİLLET HAYATINDAKİ YERİ VE ÖNEMİ
Dil birliği, milleti oluşturan özelliklerin başında gelir.
Bir milletin dili; onun tarihi, dini ve kültürüyle iç içedir.
Dil; milletin manevî ve kültür değerlerini, millet olabilme özelliklerini bünyesinde sımsıkı muhafaza eder.
Dil, milletin birlik ve bütünlüğünü sağlayan en güçlü bağdır.
İletişim Çeşitleri
İletişim, sözlü, sözsüz ve yazılı olmak üzere üçe ayrılır:
Sözlü İletişim:Dil ile yapılan iletişimdir. Karşılıklı konuşmalar, dille yapılan iletişimdir.
Yazılı İletişim: Kökeni mağara resimleridir. Bilgi ve deneyimleri biriktirme ve sonraki kuşaklara aktarma bakımından oldukça yararlıdır.
Sözsüz İletişim:Sözsüz iletişimde, insanlar, aynı ortamda beden dili (jest ve mimik) kullanımı gibi görsel ipuçlarıyla birbirlerine mesaj yollayarak iletişim kurarlar.
Not: En gelişmiş ve etkili iletişim aracı “dil”dir.
Kübra ESENEL
Türk Dili ve Edb. Öğretmeni
Edebiyat sınavları ile ilgili açıklama:
Sınavda, soru kâğıdında verilen metinlerle ilgili olarak;
-Metnin teması ve ana fikri,
-Metnin ve dönemin zihniyeti,
-Metin ve gelenek ilişkisi,
-Metindeki temel çatışma,
-Metnin yapı unsurları,
-Metnin dil ve anlatım özellikleri,
-Metnin ahenk unsurları,
-Metin ve yazar ilişkisi,
-İki edebi dönemin karşılaştırması sorulacaktır.
***Sınavda sizden, sınıflarda yaptığımız metin çalışmalarından farklı bir çalışma beklenmeyecektir. Defter ve kitap notlarını iyi okuyunuz. Defterlerine not alamayanlara yardımcı olması bakımından yukarıdaki başlıkları kısaca açıyorum:
Metinlerle ilgili olarak aşağıdaki başlıklar sorulduğunda vermeniz gereken cevap tarzları, aşağıda örnekler halinde belirtilmiştir.
-Metin ve Zihniyet: Metnin; siyasi, dini, askeri, ekonomik, kültürel, tarihi, ideolojik vb. yönlerden incelenmesi ve metinde tespit edilen bu unsurların belirtilmesidir.
Örnek:
Yukarıdaki metinde ordudan bahsedilmektedir, bu bize metnin yazıldığı dönemde düzenli ordunun var olduğunu gösterir.
Yukarıdaki metinde Budizm'in ilkelerinden bahsedilmektedir, bu bize eski Türklerin Budizm dininden etkilendiğini gösterir... Şeklinde cevaplar verilmelidir.
-Metin ve Gelenek: Metindeki örf, adet, gelenek ve göreneklerimiz değil; metindeki edebi gelenek belirtilmelidir.
Örnek:
Yukarıdaki metnin sade dille ve hece ölçüsüyle yazılması, metinde eski Türk tarihine duyulan özlemin dile getirilmesi vb. özelliklerden dolayı metin, Milli Edebiyat Dönemi'nin "Sade dille ve hece ölçüsüyle yazılmış şiir" geleneğine bağlıdır.
-Metin ve Yapı: Yapı Unsurları dört tanedir: a. Olay örgüsü b. Kişiler c. Yer (Mekan) ç. Zaman
Metinde yapı dendiğinde bu unsurlar, aşağıdaki gibi belirtilmelidir:
a. Olay örgüsü: Ali'nin akşam iş çıkışı Yeşilköy'deki villasına gelmesi, annesiyle tartışması, annesine bağırması, pişman olup özür dilemesi…
b. Yer: Olay, Ali'nin evinde gerçekleştiğinden mekân Ali'nin Yeşilköy'deki villasıdır. Net bir yer bildirildiğinden, mekân belirlidir.
c. Zaman: Akşam. (Net bir tarihe götürmediği için zaman belirsizdir.)
ç. Kişiler: Ali ve annesi.
-Metinde Tema, Ana Fikir ve Temel Çatışma: Metnin teması; aşk, gurbet, açlık, yoksulluk, şiddet, kölelik, fedakârlık…
Ana Fikir; Zenginlerin, fakirlere yardım etmesinin gerekliliği, annelerin çocukları için her fedakârlığı yapabilmesi…
Temel Çatışma: “Zenginlik X Yoksulluk”, “İyilik X Kötülük”, “Hayaller X Gerçekler”…
-Metinde Dil ve Anlatım:
Dil bakımından şunlara bakılır:
Sade mi; yabancı kelimelerle dolu mu?
Açık ve anlaşılır mı; semboller, söz sanatları, mecazlar vs. kullanılmış mı?
Dil hangi işlevde kullanılmış?
Cümle uzunlukları nasıl? Devrik cümleler var mı?
…
Anlatım bakımından şuna bakılır:
Metindeki bakış açısı nedir? (İlahi mi, kahraman mı gözlemci mi?)
-Metin ve Yazar:
Edebi metinle, yazar arasındaki ilişkiyi çözebilmek için yazarın yaşam öyküsünü, en azından sanat anlayışını ve yaşam tarzını az da olsa bilmek gerekir. Metin ve yazar ilişkisi sorulduğunda,
Metinde yazarın yaşamından izler var mı?
Seçtiği kahramanlar ve anlatılanlar, yazarın kişisel tutumlarıyla ilişkili mi? gibi sorulara yanıt aranır.
Kübra ESENEL
Türk Dili ve Edb. Öğretmeni
Sınavda, soru kâğıdında verilen metinlerle ilgili olarak;
-Metnin teması ve ana fikri,
-Metnin ve dönemin zihniyeti,
-Metin ve gelenek ilişkisi,
-Metindeki temel çatışma,
-Metnin yapı unsurları,
-Metnin dil ve anlatım özellikleri,
-Metnin ahenk unsurları,
-Metin ve yazar ilişkisi,
-İki edebi dönemin karşılaştırması sorulacaktır.
***Sınavda sizden, sınıflarda yaptığımız metin çalışmalarından farklı bir çalışma beklenmeyecektir. Defter ve kitap notlarını iyi okuyunuz. Defterlerine not alamayanlara yardımcı olması bakımından yukarıdaki başlıkları kısaca açıyorum:
Metinlerle ilgili olarak aşağıdaki başlıklar sorulduğunda vermeniz gereken cevap tarzları, aşağıda örnekler halinde belirtilmiştir.
-Metin ve Zihniyet: Metnin; siyasi, dini, askeri, ekonomik, kültürel, tarihi, ideolojik vb. yönlerden incelenmesi ve metinde tespit edilen bu unsurların belirtilmesidir.
Örnek:
Yukarıdaki metinde ordudan bahsedilmektedir, bu bize metnin yazıldığı dönemde düzenli ordunun var olduğunu gösterir.
Yukarıdaki metinde Budizm'in ilkelerinden bahsedilmektedir, bu bize eski Türklerin Budizm dininden etkilendiğini gösterir... Şeklinde cevaplar verilmelidir.
-Metin ve Gelenek: Metindeki örf, adet, gelenek ve göreneklerimiz değil; metindeki edebi gelenek belirtilmelidir.
Örnek:
Yukarıdaki metnin sade dille ve hece ölçüsüyle yazılması, metinde eski Türk tarihine duyulan özlemin dile getirilmesi vb. özelliklerden dolayı metin, Milli Edebiyat Dönemi'nin "Sade dille ve hece ölçüsüyle yazılmış şiir" geleneğine bağlıdır.
-Metin ve Yapı: Yapı Unsurları dört tanedir: a. Olay örgüsü b. Kişiler c. Yer (Mekan) ç. Zaman
Metinde yapı dendiğinde bu unsurlar, aşağıdaki gibi belirtilmelidir:
a. Olay örgüsü: Ali'nin akşam iş çıkışı Yeşilköy'deki villasına gelmesi, annesiyle tartışması, annesine bağırması, pişman olup özür dilemesi…
b. Yer: Olay, Ali'nin evinde gerçekleştiğinden mekân Ali'nin Yeşilköy'deki villasıdır. Net bir yer bildirildiğinden, mekân belirlidir.
c. Zaman: Akşam. (Net bir tarihe götürmediği için zaman belirsizdir.)
ç. Kişiler: Ali ve annesi.
-Metinde Tema, Ana Fikir ve Temel Çatışma: Metnin teması; aşk, gurbet, açlık, yoksulluk, şiddet, kölelik, fedakârlık…
Ana Fikir; Zenginlerin, fakirlere yardım etmesinin gerekliliği, annelerin çocukları için her fedakârlığı yapabilmesi…
Temel Çatışma: “Zenginlik X Yoksulluk”, “İyilik X Kötülük”, “Hayaller X Gerçekler”…
-Metinde Dil ve Anlatım:
Dil bakımından şunlara bakılır:
Sade mi; yabancı kelimelerle dolu mu?
Açık ve anlaşılır mı; semboller, söz sanatları, mecazlar vs. kullanılmış mı?
Dil hangi işlevde kullanılmış?
Cümle uzunlukları nasıl? Devrik cümleler var mı?
…
Anlatım bakımından şuna bakılır:
Metindeki bakış açısı nedir? (İlahi mi, kahraman mı gözlemci mi?)
-Metin ve Yazar:
Edebi metinle, yazar arasındaki ilişkiyi çözebilmek için yazarın yaşam öyküsünü, en azından sanat anlayışını ve yaşam tarzını az da olsa bilmek gerekir. Metin ve yazar ilişkisi sorulduğunda,
Metinde yazarın yaşamından izler var mı?
Seçtiği kahramanlar ve anlatılanlar, yazarın kişisel tutumlarıyla ilişkili mi? gibi sorulara yanıt aranır.
Kübra ESENEL
Türk Dili ve Edb. Öğretmeni
Şiir İnceleme Yöntemi
Şiir incelenirken aşağıdaki kıstaslara dikkat edilir:
A.Biçim (Şekil) Unsurları:
Nazım Şekli: (Gazel, Kaside, Mesnevi, Koşma, Semai, Mani, Serbest nazım)
Nazım Türü: (Tevhid, Münacat, Naat, Methiye, Mersiye, Hicviye, Güzelleme, Koçaklama, Taşlama, Ağıt ya da Epik, Lirik, Pastoral, Didaktik, Satirik, Dramatik)
Nazım Birimi: (Mısra[dize], Beyit, Dörtlük, Bent; Serbest)
Nazım Ölçüsü: (Hece ölçüsü, Aruz ölçüsü, Serbest ölçü)
Uyak(Kafiye)-Redif: (Tam, Yarım, Zengin, Tunç, Cinaslı Kafiye, Redif )
B.İçerik (Muhteva) Unsurları: (9. Sınıf Türk Edebiyatı Müfredatına Uygun Olarak Düzenlenmiştir.)
1. Şiir ve Zihniyet: Şaire, yazıldığı döneme ve edebî akımlara göre değişebilir. Zihniyet şiirdeki; dini, siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel, sivil, askeri vb. unsurlardan tespit edilir.
2. Şiirin Ahenk (Ses ve ritim) Unsurları: Şiirde tespit edilmesi beklenen ahenk unsurları şunlardır: Asonans, aliterasyon, kafiye ve iç kafiye, ölçü ve durak, söyleyiş biçimi (vurgu ve tonlama).
3. Şiirin Dili: Şiir dilinin doğal dilden ayrı, yan ve mecaz anlamlı bir dil olduğu kabul edilerek, incelenen şiirde sanatlı söyleyişin bulunup bulunmadığı, soyut-somut, öznel-nesnel ifadelerin kullanılıp kullanılmadığı, kelimelerin imge ve çağrışım değeri taşıyıp taşımadığı vb. tespit edilir.
4. Şiirde Yapı: Hangi birimle oluşturulduğu(dörtlük, beyit, bent vb.), nazım şekli/biçimi(gazel, kaside vb.) ve nazım türü(koçaklama, mersiye vb.) bilinmeli. Ayrıca şiirde yapının; tek bir tema etrafında birleşen bu unsurlarla birlikte oluştuğu bilinmeli.
5. Şiirde Tema: Konu ve ifadeler arasındaki bütünlüğü sağlayan temel unsur tespit edilmeli. Aşk, kahramanlık, ayrılık gibi…
Not: Şiirin birden fazla teması olmaz, tema tektir.
6. Şiirde Gerçeklik ve Anlam: Doğal dil, gerçekliği doğrudan ve tek boyutlu olarak ele alırken şiir dilinin bu gerçekliği değişik şekil ve boyutlarda işlediği bilinmelidir. Şiir incelenirken şiirde değiştirilen gerçekliklere örnekler verilmelidir.
Örn:
Doğal dil: Işık üstümüze vururdu.
Şiir dili: Yıkanırdık doya doya o tatlı ışıklarda.
Şair ışıkların insanın üstüne vurması gerçekliğini kendi gerçekliğine uyarlayarak ışıklarla yıkanmak olarak değiştirmiştir. Başka bir şair, mesela karanlığı seven bir şair; ‘ışıklar acıtırdı ruhumu, gece olduğunda’ diyebilir.
7. Şiir ve Gelenek: Şairin hangi edebi geleneğe(Divan şiiri, halk şiiri, garip, ikinci yeni gibi…) bağlı olduğu veya bunlara bağlı kalarak yazıp yazmadığı tespit edilir. Bunun için tüm edebi geleneklerin belli başlı özelliklerinin bilinmesi gerekir.
8. Şiir ve Şair: Şairin edebi kişiliği; şiirlerinde işlediği konular, metnin zihniyeti, ahengi, geleneği vb. unsurlarla ilişkilendirilerek şairin kişiliği ve hayatının, şiirlerine yansıyıp yansımadığı tespit edilir, şiirden alınan örnek cümlelerle bu tespitler yansıtılır.
9. Şiir ve Yorum: Şairin ne anlatmak istediğini anlamaya yorum denir. Bir şiirin doğru yorumlanabilmesi için şairin hayatının, edebi kişiliğinin, zihniyetinin iyi bilinmesi ve şiir üzerinde doğru düşünülmesi gerekir. Bunun yanında bir şiir, çeşitli zamanlarda, farklı kişilerce değişik yorumlanabilir. Bunun sebebi hem şiirin çok anlamlılığı hem de okurun bilgi, kültür, zevk, anlayış ve ruh halinin farklı olabilmesidir.
Kübra ESENEL
Türk Dili ve Edb. Öğretmeni
A.Biçim (Şekil) Unsurları:
Nazım Şekli: (Gazel, Kaside, Mesnevi, Koşma, Semai, Mani, Serbest nazım)
Nazım Türü: (Tevhid, Münacat, Naat, Methiye, Mersiye, Hicviye, Güzelleme, Koçaklama, Taşlama, Ağıt ya da Epik, Lirik, Pastoral, Didaktik, Satirik, Dramatik)
Nazım Birimi: (Mısra[dize], Beyit, Dörtlük, Bent; Serbest)
Nazım Ölçüsü: (Hece ölçüsü, Aruz ölçüsü, Serbest ölçü)
Uyak(Kafiye)-Redif: (Tam, Yarım, Zengin, Tunç, Cinaslı Kafiye, Redif )
B.İçerik (Muhteva) Unsurları: (9. Sınıf Türk Edebiyatı Müfredatına Uygun Olarak Düzenlenmiştir.)
1. Şiir ve Zihniyet: Şaire, yazıldığı döneme ve edebî akımlara göre değişebilir. Zihniyet şiirdeki; dini, siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel, sivil, askeri vb. unsurlardan tespit edilir.
2. Şiirin Ahenk (Ses ve ritim) Unsurları: Şiirde tespit edilmesi beklenen ahenk unsurları şunlardır: Asonans, aliterasyon, kafiye ve iç kafiye, ölçü ve durak, söyleyiş biçimi (vurgu ve tonlama).
3. Şiirin Dili: Şiir dilinin doğal dilden ayrı, yan ve mecaz anlamlı bir dil olduğu kabul edilerek, incelenen şiirde sanatlı söyleyişin bulunup bulunmadığı, soyut-somut, öznel-nesnel ifadelerin kullanılıp kullanılmadığı, kelimelerin imge ve çağrışım değeri taşıyıp taşımadığı vb. tespit edilir.
4. Şiirde Yapı: Hangi birimle oluşturulduğu(dörtlük, beyit, bent vb.), nazım şekli/biçimi(gazel, kaside vb.) ve nazım türü(koçaklama, mersiye vb.) bilinmeli. Ayrıca şiirde yapının; tek bir tema etrafında birleşen bu unsurlarla birlikte oluştuğu bilinmeli.
5. Şiirde Tema: Konu ve ifadeler arasındaki bütünlüğü sağlayan temel unsur tespit edilmeli. Aşk, kahramanlık, ayrılık gibi…
Not: Şiirin birden fazla teması olmaz, tema tektir.
6. Şiirde Gerçeklik ve Anlam: Doğal dil, gerçekliği doğrudan ve tek boyutlu olarak ele alırken şiir dilinin bu gerçekliği değişik şekil ve boyutlarda işlediği bilinmelidir. Şiir incelenirken şiirde değiştirilen gerçekliklere örnekler verilmelidir.
Örn:
Doğal dil: Işık üstümüze vururdu.
Şiir dili: Yıkanırdık doya doya o tatlı ışıklarda.
Şair ışıkların insanın üstüne vurması gerçekliğini kendi gerçekliğine uyarlayarak ışıklarla yıkanmak olarak değiştirmiştir. Başka bir şair, mesela karanlığı seven bir şair; ‘ışıklar acıtırdı ruhumu, gece olduğunda’ diyebilir.
7. Şiir ve Gelenek: Şairin hangi edebi geleneğe(Divan şiiri, halk şiiri, garip, ikinci yeni gibi…) bağlı olduğu veya bunlara bağlı kalarak yazıp yazmadığı tespit edilir. Bunun için tüm edebi geleneklerin belli başlı özelliklerinin bilinmesi gerekir.
8. Şiir ve Şair: Şairin edebi kişiliği; şiirlerinde işlediği konular, metnin zihniyeti, ahengi, geleneği vb. unsurlarla ilişkilendirilerek şairin kişiliği ve hayatının, şiirlerine yansıyıp yansımadığı tespit edilir, şiirden alınan örnek cümlelerle bu tespitler yansıtılır.
9. Şiir ve Yorum: Şairin ne anlatmak istediğini anlamaya yorum denir. Bir şiirin doğru yorumlanabilmesi için şairin hayatının, edebi kişiliğinin, zihniyetinin iyi bilinmesi ve şiir üzerinde doğru düşünülmesi gerekir. Bunun yanında bir şiir, çeşitli zamanlarda, farklı kişilerce değişik yorumlanabilir. Bunun sebebi hem şiirin çok anlamlılığı hem de okurun bilgi, kültür, zevk, anlayış ve ruh halinin farklı olabilmesidir.
Kübra ESENEL
Türk Dili ve Edb. Öğretmeni
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)